FETÖ lideri tavuk rolüne soyundu!
Adam Koministtir, yumuşatılmış ifadesi ile Sosyalisttir, Ülkücüdür, Milliyetçidir, hatta dincidir, daha da ötesi şeriatçıdır vs.
Hepsi iktidara gelmek, kendilerince bozuk olarak gördükleri sistemi değiştirmek ülkesine hizmet etmek ister.
Fetullah Gülen’in ikide bir isim değiştiren, Nurculuktan Hizmet’e, Hizmet’ten Hezimet hareketine kadar evrilen organize suç örgütünün yukarıda anlattığım hareketlerden farkı, Türkiye’yi bilerek, isteyerek Küresel çetelere yem etmektir. Bunu ne karşılığı yaptığı bilinen bir gerçektir.
Ömrünü Türkiye’yi yok etmeyi hedeflemiş küresellerin taşeronluğunu yapmakla geçirmiş bu suç organizesinin klasik taktiklerinden biri uzunca bir sure “Mülayimlik” rolü oynamak olmuştur.
AK Parti İktidarı’nın çaylaklık döneminde sessiz sedasız parsa toplamakla uğraşan Cemaatin Romanya’daki Zaman Gazetesinin Özgür adlı bir muhabiri vardı. 2016 yılında Bir gün Targı Mureş kentinde bir işadamı bu davasının bütün mensupları gibi efsunlanmış gözüken muhabire sordu, “Siz hiç tepki vermez misiniz?”
“Vermeyiz” yanıtını alan işadamı “Ananıza avradınıza küfür edilse de mi tepki vermezsiniz?” diye sorusunu ağırlaştırarak yineledi. Özgür’ün yanıtı yine aynı oldu,
Bu soruları soran işadamı AK Partili bir işadamıydı, bir kaç yakını milletvekili olarak hükümet veya partide önemli görevdeydiler.
Bu anlattığım ile 15 temmuz sonrası, “Yılbaşı günlerinde karılarına kırmızı don giydirmeyi bile söylemişler” şeklindeki tevatürleri bir araya getirince FETÖ örgütünün siyasi partilerin, hükümetlerin, önemli kamu kurumlarının iliklerine kadar sessiz sedasız sızmayı bir metod olarak kullandıklarını görüyoruz.
Efsunlanmış yüzleri, zaman zaman kutsallık kazandırdıkları maklube mi, makbule mi her ne ise başta olmak üzere mantı vs ikramları ile insanların dostluklarını, güvenlerini kazanmak üzere sinsi sinsi çalıştılar.
Toplumun iliklerine kadar sızdıklarına inandıkları andan itibaren de ilk işleri kendilerine makam mansıp veren, devleti soyma kapılarını sonuna kadar aralayan ortakları AK Parti’ye hücum ettiler.
İliklere kadar sızma işinde aldıkları ile yetinmediler, kendilerine hizmet edecek, daha doğrusu sağcısı ile solcusu ile ne kadar vatansever varsa hepsinin canına okumak için Hukukun ırzına geçen referandum sırasında işi “Mümkünse ölülerineze bile oy kullandırın”a kadar götürdüler.
Bakmayın şimdi hukuk çığlığı attıklarına, bizzat kendileri hukuku katlettiler. Hukuku katleden katil hukukçuları şimdi Düsseldorf’un lüks mekanlarında puro tüttürerek vakit öldürüyorlar. Nasıl olsa ailelerini Almanya besliyor..
Sinsiliği, sadece Türkiye’de veya Türkiye dışındaki toplumumuz mensupları ile değil bulundukları ülke yetkililerine karşı da kullandılar.
***
Sinsiliklerinin en belirgin özelliğini ise yalakalık oluşturuyordu. Kendileri için önemli olan insanlara karşı yalakalıkta sınır tanımadıkları gibi utanma, hicap gibi insanî duyguları da ciğer gibi astılar.
Halen de aynısını yapıyorlar. Bu özelliklerini yansıtan bir hikâye anlatmak istiyorum:
2013 yılı ilk baharındaydı, TİAD yönetici ve üyelerinden oluşan bir heyet Türkiye’ye yakın gözüken Bayan bir Romen Bakan’ı ziyarete gitti. Bakanlık koridorunda karşılaşılan ve TİAD heyetinden önce Bakan ile görüştüğü anlaşılan Lumina Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Gürsoy öncülüğündeki FETO heyeti, TİAD heyetine katılarak Bakan ile ikinci defa görüşme fırsatı buldu.
Diplomatik sözleri karşılıklı kullanmaktan öte gitmeyen görüşme sırasında Fatih Gürsoy, “Sayın Bakan’ım çok büyük bir sorunumuz var!” dedi.
Görüşmeyi izleme izni verilmiş bir gazeteciden öte sıfatı olmayan ben de tam o sırada içimden kendi kendime “Aferin, simdi Türk toplumunun bir sıkıntısını, sorununu aktaracak” diye düşündüm.
Sevincim kısa sürdü. Fatih Gürsoy, “Sayın Bakan’ım çok büyük bir sorunumuz var!” diye başlayan cümlesini “Sizin çalışma hızınıza nasıl yetişeceğiz?” şeklinde soruya dönüştürerek yalakalıkla sonlandırdı.
Dini argümanları hayat felsefesi gibi gösteren bir Cemaatin mensubu böyle kendisinin bile inanmadığı belli yalanları niçin kullanır? Bu eski bakanın daha bir kaç ay önce AP Parlamenteri sıfatı ile FETÖ okulunu ziyaret ettiği düşünülürse, yalakacılığın ne işe yaradığı anlaşılıyor.
Faith Gürsoy’dan Hero necdet’e FETÖ yada FETO yanlılarının yegane sermayeleri masum insanların masumiyetini yalakalıkla istismar etmektir.
***
Pazartesi günü FETÖ’nün Mehdi bozuntusu liderinin, kravatlı militanları olan hukuk katili müritlerine internet üzerinden gösterdiği yol oldukça ibretlik ve ataların “Ne oldum deme, ne olacağım de” şeklindeki sözüne hak verdirir niteliktedir.
FETÖ lideri “Yumurta görürsek, üzerine kuluçka gibi yatar civciv çıkartırız” diyor.
Koca koca vekillerin, ağaların paşaların daha dört yıl önce elini öptüğü Mehdi bozuntusu şimdi tavuk rolüne soyunduruyor müritlerini..
Bari tövbe et, Türk milletinden özür, Allahtan af dile.. Ne gezer, eski haşmetli günlerinin özlemi ile başkalarının yumurtasının üzerine kuluçka olarak civciv çıkartmayı hayal ediyor.